ESTETİK
Yara Bakımı ve Tedavisi
Yara Ve Yara İzi
Yara izlerini tamamen ortadan kaldırmak mümkün mü?
Tıbbın bugün geldiği nokta itibarıyla yara izlerini tamamen ortadan kaldırmak mümkün değildir. Ancak pek çok yaranın daha iyi gözükmesi için yapılabilecek şeyler vardır. Plastik cerrahlar kendilerine has tekniklerle genelde yarayı mümkün olduğu kadar küçültmeyi, göze batmayacak şekle getirmeyi, yaranın yönünü ve yerini değiştirerek daha iyi gizlemeyi başarabilirler. Ama yarayı tamamen ortadan kaldırmayı başaramazlar.
Hangi tür izler için plastik cerraha başvurmalıyım?
Bunu önceden söylemek çok zordur. Benim tavsiye edebileceğim, vücudunuzda beğenmediğiniz herhangi bir iz için bir plastik cerrahın görüşünü alın. Bu, bir ameliyata bağlı, geçirilmiş bir kazaya bağlı veya yanığa bağlı bir iz olabilir. Eğer izi daha iyi duruma getirmek için yapılabilecek şeyler varsa, bunu öğrenmiş olursunuz.
Ne zaman bir plastik cerraha başvurmalıyım?
İdeali yaralanma olur olmaz başvurmaktır. Yaraya ilk müdahale eden, dikiş atan veya pansuman yapan kişi plastik cerrah olursa sonuç daha iyi olacaktır. Ancak acil bir durumda bu çoğu zaman mümkün olamamaktadır. Bu durumda mümkün olan en erken dönemde bir plastik cerraha danışabilirsiniz. Eğer yaraya ikinci bir müdahale söz konusu olursa genelde doktorunuz yara iyileşmesi tamamlanana kadar yaklaşık altı ay beklemeyi uygun görecektir. Bazı durumlarda bu süreyi beklemek gerekmeyebilir.
Normalden kabarık ve kızarık iyileşen yaralar için ne yapılabilir?
Bu kabarık yaralar (hipertrofik skar, keloid) için de cerrahi yapılabilir, ama tek başına cerrahi yeterli değildir. Bu tür yaraları yakın takipte tutmak ve cerrahi sonrasında ek iğnelerle, ilaçlarla ve pansuman yöntemleriyle en iyi sonucu almaya çalışmak gerekir.
İz düzeltme ameliyatları nasıl yapılır, sonuç ne kadar sürede alınır?
Bu tür ameliyatlar genelde lokal anestezi ile yapılmaya uygundur. Bu durumda sadece birkaç iğne batışı hissedersiniz. Ameliyat bölgesi iyice uyuştuktan sonra ağrı duymazsınız. İşlem sonunda da eve gidebilirsiniz. Yaranız, dikişler alındıktan sonra bile 1-2 ay süreyle eskisine göre daha kızarık ve daha kötüymüş gibi gözükebilir. Ama her şey yolunda giderse 2-3. aylardan sonra kızarıklık yavaş yavaş geçer ve 6. ayda yara oldukça iyi bir görünüm alır.
Yanık yaralarının tedavisinde nelere dikkat etmek gerekir?
Yanık acil bir durumdur. Yanığın derinliğine, yerine, kapladığı alana ve hastanın yaşına göre yatırılarak tedavisi gerekebilir. Bu yüzden zaman geçirmeden bir plastik cerrahın veya yanık konusunda deneyimli bir genel cerrahın veya acil hekiminin değerlendirmesi gerekir. Bazı yanıklar sadece pansumanla iyileşebilirler, bazılarına da erken dönemde cerrahi müdahale gerekir. Bu konuda plastik cerrahınız size gerekli tavsiyelerde bulunabilir.
Yanığa bağlı izlerin tedavisi için 18 yaşına kadar beklenir mi?
Hayır, bu tamamen yanlış bir inanıştır. Hasta kaç yaşında olursa olsun muhakkak bir plastik cerrah tarafından değerlendirilmelidir. Eğer beklenecekse, ne kadar beklenmesi gerektiğini size bir plastik cerrah söylemelidir. Bazı durumlarda beklemek gereksiz zaman kaybı olur, bazen de tedavi gecikeceği için beklemenin hastaya zararı dokunur. 18 yaşına kadar bekleyenlere estetik-plastik cerrahi mucize vaat etmemektedir.
Yanığa bağlı izlerin tedavisinde neler yapılabilir?
Eğer yanık ciltte derin bir tahribat yapmışsa iz bırakarak iyileşecektir. Tüm izlerde olduğu gibi yanık izlerini de tamamen ortadan kaldırmak mümkün değildir. Tam aksine estetik açıdan yanığa yapılabilecek kısıtlı düzeltme imkânı vardır. Eğer yanık saçlı alanlarda kısmen kayıplar oluşturmuşsa, yüzde, göz çevresinde, ağız kenarlarında çekintiler ve şekil bozuklukları oluşturmuşsa, eklemlerin hareketini engelleyen, çocuklarda büyümeyi engelleyen çekintiler oluşturmuşsa müdahale edilebilir. Yanık alanlarda ileri derece kabarıklık, açılıp kapanan yara veya bariz renk değişiklikleri varsa yine müdahale edilebilir.
Yanık alanlarda açılıp kapanan yaralara müdahale gerekli midir?
Evet gereklidir. Bu yaralar o bölgede cildin sağlıklı olmaması nedeniyle oluşur. Eğer bu sağlıksız cilt sağlıklı dokularla yenilenmezse yıllar içinde bu bölgede kanserleşme ihtimali mevcuttur.
Deri Kanserleri Ve Onkoplastik Cerrahi
Deri kanserleri son yıllarda giderek artmaktadır ve ciddi bir sağlık problemi haline gelmektedir.
Deri 2 tabakadan meydana gelmiştir.
- Epidermis
- Dermis
Epidermis derinin üst tabakasıdır. Vücudu dış etkenlerden korur. Su, elektrolit ve ısı kaybını önler. Dermis epidermisin altındadır. Kıl follikülleri, ter ve yağ bezleri, damarlar, sinirler bu kattadır.
Daha derinde deri altı yağ dokusu vardır.
Deri kanserleri epidermisin bazal tabakası dediğimiz kısımdan veya daha üstteki hücre tabakalarından kaynak alabilir. Deri kanserleri daha çok baş-boyunda olmakla birlikte tüm deri yüzeyinde olabilir. Vücudun güneş gören bölgeleri deri kanserlerine daha çok adaydır.
Deri kanseri riskini kimler taşır ?
Deri kanseri açısından risk altında olanlar.
- Açık tenliler,
- Derilerinde kolayca çillenme olanlar,
- Çok fazla sayıda beni (nevüs) olanlar ve bunların değişik şekil ve boyutta olması,
- Ailesinde deri kanseri bulunanlar,
- Açık havada fazla zaman geçirenler,
- Ekvatora yakın bölgelerde, yüksek rakımlı veya yıl boyunca yoğun güneş ışığına maruz kalanlar.
Bunların dışında,
- Herhangi bir sebeple radyoaktif ışın tedavisi (radyoterapi) uygulamaları,
- Uzun yıllar iyileşmeden kalan açık yaralar,
- Katran, zift, arsenik vs. gibi kimyasal karsinojen maddelere kronik şekilde maruz kalma,
- Kronik mikrotravmalara maruz kalma gibi nedenlerle de deri kanserleri gelişebilir.
Deri kanseri tipleri nelerdir ?
- Epidermisteki bazal hücrelerden kaynaklanan Bazal Hücreli Kanser ( Basal Cell Carcinoma )( BHK/BCC )
- Skuamöz (yassı)hücrelerden kaynaklanan Skuamöz Hücreli Kanser (Squamöz Cell Carcinoma) ( SHK/SCC
- Melanositlerden (melanin üreten hücreler) kaynaklanan Malign Melanoma (MM)
BCC; en sık rastlanan deri kanseridir. Yavaş seyreder. Metastaz yapmaz. BHK nadiren hayatı tehdit eder.
SCC; sık rastlanan diğer bir deri kanseri tipidir. Dudaklar, yüz ve kulaklarda sık rastlanır. Lenf bezlerine bazen de iç organlara yayılabilir. SHK eğer tedavi edilmezse hayatı tehdit eder duruma gelir.
Deri kanserlerinin üçüncü tipi olan malign melanomalara ( MM ) daha az rastlanır. Ancak özellikle güneşli bölgelerde yaşayanlarda sıklığı giderek artmaktadır. Deri kanserlerinin en tehlikeli tipidir. Ancak erken teşhis edilirse tam olarak tedavi edilebilme şansı vardır. Teşhis ve tedavide gecikme genellikle ölümcül olmaktadır.
Benlerimden neden ve ne zaman kurtulmalıyım ?
1) Kozmetik nedenlerle,
2) Giysi ve takılarla sürekli tahriş oluyorlarsa,
3) Malign melanomaya dönüşme ihtimalleri nedeniyle cerrahi olarak çıkarılırlar.
Solar veya aktinik keratozlar ise üzerleri pürtüklü veya pullu, kahverengi veya kırmızı renkte yamalar şeklinde görülen deri tümörleridir. Genellikle derinin güneşe maruz kalan bölgelerinde görülürler. Bunların kansere dönüşme ihtimalleri vardır. Kansere dönüşme belirtileri gösterenler cerrahi olarak çıkarılmalıdırlar.
Deri kanserleri nasıl tanınır ?
2-4 haftada iyileşmeyen, kanama ve ağrı yapabilen bu türdeki lezyonların kanser olabileceklerini düşünmek gerekir.
Malign Melanoma ise genellikle bir benden veya normal olan bir deriden başlayabilir. Herhangi bir bende ortaya çıkan aşağıdaki değişiklikler kanserleşme açısından uyarı kriterleri olarak kabul edilmelidir.
- Asimetti
- Kenar düzensizliği
- Değişik renk tonlarında olma
- Üzerinde kabuklanma
- Kanama
- Kaşıntı
- Çevresinde kızarıklık
- Kıllanma artışı
- Boyutunda anormal bir artış olması.
Bu değişikliklerden biri veya birkaçı gözlenen benler cerrahi olarak çıkarılarak cilt kanserleri açısından histopatolojik incelemeye tabi tutulmalıdır. Eğer tüm bu değişkenler size karmaşık geliyorsa şunu hatırlamak çok önemlidir.
Derinizi tanıyınız ve tepeden - tırnağa düzenli olarak muayene ediniz. Sizi şüphelendiren bir şeylere rastlarsanız hemen bir Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi uzmanına başvurunuz! Plastik cerrahlar tümörü fonksiyonel yapıyı bozmadan ve en estetik görüntüyü sağlayacak şekilde cerrahi olarak çıkartırlar. Çıkarılan dokunun histopatolojik incelemesi ile tam olarak çıkarılıp çıkarılamadığı, zeminde kalıntı kalıp kalmadığı anlaşılabilir.
Deri kanserleri nasıl tedavi edilir ?
Tedavi kanserin tipine, büyüme evresine, yerleşim yerine göre değişmektedir. Eğer kanser küçük ise işlem ayaktan, lokal anestezi altında kolayca yapılabilir. Kanser büyükse, lenf nodlarına veya vücudun başka bir bölgesine yayılmış sa büyük cerrahi işlemlere ihtiyaç duyulabilir. Deri kanserlerinde muhtemel diğer tedavi seçenekleri radyoterapi (ışın tedavisi), kemoterapi (antikanser ilaçların verilmesi)'dir. Tedavi açısından güvenilirlik, az iz bırakma ve deformasyonun en az seviyede olması/en kabul edilebilir sonucu elde etmek Plastik Cerrahınız yardımı ile sağlanacaktır.
Tedaviye başlamadan önce bu yöntemleri doktorunuzla beraber değerlendirmeli ve aşağıdaki sorulara cevaplar aramalısınız.
- Tümörün yok edilmesi açısından hangi tedavi yöntemi daha güvenlidir?
- Hangi seçenek size daha uygundur?
- Sizdeki kanser tipi için ne kadar etkilidir?
- Olası riskleri ve yan etkileri nelerdir?
- Beklediğiniz fonksiyonel ve kozmetik sonuçlar ne kadar elde edilebilir?
Deri kanserinden korunmanın ve tekrarlamamasını sağlamanın yolları nelerdir ?
Deri kanserleri nüksedebilir. Ancak nüks riskini azaltmak veya ortaya çıkabilecek nüksün riskini azaltmak mümkündür. Bunun için:
- Doktorunuzun çağırdığı kontrollere düzenli olarak uyunuz.
- Yaz aylarında özellikle de saat 11.00-15.00 arası saatlerde güneşe maruz kalmaktan kaçınınız. Ultraviole ışınlarının su ve buluttan geçip, kum ve kardan yansıyabileceğini unutmayınız.
- Dışarda uzun süre kalmanız gerekiyorsa geniş kenarlı şapkalar ve uzun kollu elbiseler giyiniz.
- Açıkta kalan deri bölümleri için en az 15 güneş koruma faktörlü kremler kullanınız.
- Yüzdükten ve terledikten sonra da düzenli aralıklarla bu kremleri kullanmaya devam ediniz.
- Son olarak cildinizi düzenli olarak siz de muayene ediniz. Eğer herhangi bir şüpheniz varsa en kısa sürede plastik cerrahınıza başvurunuz.

Ortognatik Cerrahi (Isırım Bozuklukları)
Dişlerden ve çene yapısından kaynaklanan ağız kapanma sorunları, çene eklemi hastalıkları ve cerrahisi bu cerrahi dalının alanı içerisine girmektedir.
Ortognatik Cerrahi, alt ve üst çene birbirine tam olarak oturmadığında ve/ veya dişlerin ağız kapalı pozisyonda birbirleri ile yanlış uyumu durumlarında düzeltmek amaçlı yapılan cerrahi uygulamalardır.
Alt ve üst çenenin birbirine ve yüzdeki diğer oluşumlara (burun, gözler, yanaklar) göre uyumsuzluğu, hem görünüm hem de işlevsel açıdan sorunlar yaratmaktadır. Bu uyumsuzluk ve bozukluklar gelişimsel olabilir ya da hastalık ve kazalar sonucunda ortaya çıkabilir. Böyle kişiler; hem estetik, hem konuşma hem de beslenme problemleri ile karşı karşıyadırlar.
Çenedeki gelişimsel şekil bozuklukları çok değişik tiplerde olabilir:
- Yüz normalden uzun veya kısadır
- Diş etleri gülerken çok aşırı görünebilir (gummy smile deformitesi)
- Üst çenenin geride olması
- Üst çenenin ileride olması
- Alt çenenin ileride olması
- Alt çenenin geride olması
- Üst çenenin geride, alt çenenin ileride olması
- Ön dişlerde kapanma kusuru (anterior open-bite)
- Alt çenenin yana kayması (laterognati)
- Çene ve yüzde asimetrik görünüm
- Sadece çene ucunu içeren bozukluklar.
Eğer çenedeki şekil bozukluğu dişleri de içeriyor ise, yani ısırma bozukluğu da var ise (ki çoğunlukla böyledir), yapılacak cerrahi müdahale, sadece çene ucunu içeren bozukluklar söz konusu olduğunda yapılan cerrahi müdahaleye göre daha kapsamlıdır. Bu gibi durumlarda ameliyat öncesinde hasta yaklaşık 6 ay kadar (kişiye göre değişebilir) ortodonti tedavisi görmelidir. Bu tedavi sırasında gerekiyorsa dişleri çekilebilir, dişlerin pozisyonları değiştirilebilir. Ortodonti tedavisinin bittiğinde, dişlerin ameliyat sonrasında birbirine göre konumlarını belirleyen bir splint yapılır. Ameliyat sonunda dişler bu splinte oturtularak, birbirine göre yeni konumları belirlenmiş olur. Ameliyat sonunda, yeni pozisyonuna getirilen çeneleri tespit etmede kullanılacak yönteme göre, hastanın alt ve üst çenesi 2 ila 8 hafta arasında değişen sürelerde birbirine bağlanır. Bu dönemde hasta sıvı gıdalarla beslenmek durumundadır. Ve diş bakımının iyi yapılması çok önemlidir. Ortodonti tedavisi ameliyat sonrasında da kişiye göre değişmek üzere yaklaşık 6 ay devam etmektedir.
Ortognatik cerrahi iki aşamadan oluşur. Ortodontik tedavide dişlerdeki düzensizlikler giderilmekte ve düzeltici cerrahi ise yanlış konumlanmış çeneleri yeniden yapılandırmaktadır. Bu kombine tedavi protokolü ile yüzün görünümü düzeldiği gibi dişler doğru kapanma pozisyonuna gelerek uygun fonksiyon kazanmaktadırlar.
Ortognatik (Isırım bozuklukları) Cerrahi Sık Sorulan Sorular
Kimler ortognatik cerrahiye ihtiyaç duyar?
Ortognatik Cerrahi'den dişleri uygun kapanma göstermeyen veya çene pozisyonları yanlış olan kişiler fayda görebilirler. Çenelerin gelişimi dereceli bir aşama gösterse de bazı durumlar da alt ve üst çenenin gelişimi farklı hızlarda olabilmektedir. Bunun sonucunda kişinin çiğneme fonksiyonu, konuşması, ağız sağlığı ve yüz şekli etkilenmektedir. Çene yaralanmaları ve doğum anomalileri de çenelerin kapanma pozisyonunu etkilemektedir. Ortodontik tedavi yalnız başına sadece dişlerin konumunu düzeltmektedir. Ancak çenelerin pozisyonu da değiştirilmek isteniyor ise ortognatik cerrahi mutlaka gerekecektir.
Ortognatik cerrahi planlanan hastada değerlendirilmesi gereken durumlar aşağıda belirtilmiştir.
Çiğneme, ısırma ve yutma fonksiyonlarında yaşanan güçlükler, Konuşma problemleri, Kronik çene ve çene eklemi ağrıları, Çenenin kapalı pozisyonunda dişlerin ön tarafta birbiri ile örtüşmemesi, Öne çıkık çenenin varlığı, Solunum problemleri.
Bunlardan bazıları doğumda var olabildiği gibi herediter (genetik) veya çevresel etkenler veya yüze yönelik travma nedeniyle doğum sonrası dönemde kazanılmış problemler halinde görülebilir. Herhangi bir tedavi başlatılmadan önce hastanın kafa grafileri incelenip detaylı bir konsültasyon yapılacaktır. Tedavi öncesi konsültasyon sürecinde, hastanın tedavisi hakkında kafasına takılan tüm soruları hekimleri ile paylaşması gereklidir. Tedavi hakkında detaylı olarak bilgilendirilen hasta hekimleri (diş hekimi, ortodontist ve plastik cerrah) ile beraber tedavinin nasıl yönlendirileceği konusunda karar verecektir.
Ortognatik cerrahide uygulanan teknolojik gelişmeler nelerdir?
Plastik cerrah modern teknikler ve üç boyutlu modeller kullanarak size cerrahi tedavinizin nasıl yapılacağını gösterecektir. Karşılaştırmalı kafa grafileri ve diğer görüntülenme yöntemlerini kullanarak operasyon sonrasında dişlerinizin nasıl kapanacağını ve yenilenecek yüz ifadeniz hakkında size görsel sunu yapacak ve kafanızda yeni görünümünüzün oluşmasını sağlayacaktır. Böylece cerrahi girişim sürecini, bu uzun tedavi protokolünü ve bu tedaviden elde edeceğiniz kazanımları anlamanıza yardımcı olacaktır.
Ben (Nevüs) Çıkartılması
Ben (Nevüs) Çıkartılması
İnsan vücudunda birçok ben bulunur. Bir insanda değişik büyüklüklerde çok sayıda ben olabilir. Bu benler kahverengi, siyah veya mavi renkte olabileceği gibi birden fazla renk karışımı da olabilir. Ciltten kabarık, veya ciltle aynı düzeyde benler olabilir. Vücuttaki benlerin cerrahi olarak çıkarılması için belli bazı kriterlerin olması gerekmektedir.
Benlerin cerrahi olarak çıkarılması için gerekli kriterler şunlardır:
Çap: 5 mm den büyük olanlar
Renk: Siyah, kahve-siyah birden fazla renk içerenler
Sınır: Çevresi düzensiz, belirsiz, silik olanlar
Kanama: Üzerinde yara açılan, kanamaya meyilli benler
Kızarıklık: Etrafı kızaran benler
Tahriş: Sıkça tahriş olan (saç içinde, elbise askısı, gömlek yakası bölgesinde) benler
Koyu renkli benler düşük oranlarda da olsa kansere dönüşme riski taşırlar. Esas önemli olan problem benlerin deri kanserine dönüşüm olasılığının tam olarak bilinememesi ve kansere dönüştüklerinde bu durumun kolaylıkla fark edilememesidir. Hastada riskli görülen benler yukarıdaki kriterler göz önünde bulundurularak ve klinik tecrübeye göre sınıflandırılarak şüpheli olanlar cerrahi olarak alınmaktadır. Bunlar daha sonra patolojik incelemeye gönderilmektedir.
Toplumsal olarak benler konusunda yapılan yanlışların başında benlerin cerrahi olarak çıkarılmasının kansere neden olacağı gelmektedir. Bu sık yapılan ve insan hayatını tehlikeye sokan en büyük yanlışlardan birisidir. Bilimsel olarak cerrahi uygulamaların kansere neden olması kesinlikle mümkün değildir.
Benleri fazla olanlar, güneşe çok sık maruz kalanlar açık tenli olanlar belli aralıklarla doktor kontrolüne (Plastik Cerrahi veya Dermatoloji Uzmanı)gitmelidir. Doktor kontrolü sonrasında endikasyonu olan benlerin cerrahi olarak çıkartılması gerekmektedir.
Atmosferdeki ozon tabakası incelmesi ve çevre koşullarının bozulması (kanserojen atıklar ve maddelerin artışı) deri kanserlerinin görülme sıklığını oldukça arttırmıştır.
Maksillofasiyal Cerrahi (Çene-Yüz Cerrahisi)
Yüz yaralanmaları, Yüz kırıkları, Yüz felci cerrahisi, Yüz bölgesi tümörleri, kanserleri, tükürük bezi tümörlerinin tedavisi bu cerrahi dalının alanı içerisine girmektedir.
Oral ve maksillofasiyal cerrahi' nin ana amacı ağız, dişler çeneler ve yüz bölgesini ilgilendiren yapılardaki yaralanmalar, bu bölgede ortaya çıkan fonksiyon ve estetiği etkileyen yetersizliklerin tedavisidir.
Oral ve Maksillofasiyal Cerrahinin İlgi Alanları
Rekonstrüksiyon Cerrahisi
Uzun dönem protez kullanımına, geçirilmiş tümör cerrahilerine ve yaralanmalara bağlı olarak gelişmiş ve yumuşak doku ve kemik deformitelerini engellemek üzere yapılan cerrahi girişimlerdir.
Travma
Alt ve üst çene kırıkları, göz çevresi kemiklerinde kırık ve yaralanmalar ve deri hasarlarının onarımıdır.
Ağız Problemleri
Ağız boşluğunun dişsel olamayan sebeplere bağlı iyi ve kötü huylu hastalıklarına karşı geliştirilen medikal ve cerrahi müdahalelerdir.
Temporomandibular Eklem
Alt çene ile kafa kaidesi arasındaki eklem rahatsızlıklarının ileri teknoloji ile tespit ve tedavisidir.
Tükürük Bezi Hastalıkları
Tükrük bezlerindeki inatçı ya da geçici şişme veya genişlemelere, tükürük bezinin iyi veya kötü huylu tümörlerine karşı uygulanan cerrahi müdahalelerdir.
Mevcut resimler hastane ortamında çekilmiştir. Op.Dr. Alper Bayraktar muayenehane ortamında ameliyat gerçekleştirmemektedir.





